TÜRKİYE’NİN EN GÜZEL KIŞ ROTALARI
Anadolu, mevsim ne olursa olsun içindeki keşfetme ateşini yitirmeyen gezginlere kış ayında keşfedilecek pek çok yer, hayran olunacak doğa harikaları, huzur bulunacak onlarca yer sunuyor. Ülkemizin pek çok dağında kayak, snowboard gibi kış sporları yapma imkânınız var, bunun yanında doğa yürüyüşlerine çıkılabilir ya da doğayla sessiz sedasız bir buluşma gerçekleştirebilirsiniz. Güneşin kavurduğu yaz aylarının aksine kış aylarının daha sakin ve huzurlu günlerinde keşfedeceğiniz rotalara gelin birlikte bakalım.
Uludağ
Bu yıl karla aramız çok içli dışlı olmadı ancak kar merkezleri beklenen kar seviyesine çoktan ulaştı. İlk kar tanesinin düşmesini bekleyen kış sporları tutkunları hafta sonları da olsa kayak merkezlerine akın etmeye başladı bile. Neyse ki ülkemizin dört bir yanında kayak tutkunlarının coşkusuna kucak açacak kayak merkezleri bulunuyor. Bunlardan biri 2543 metre yüksekliğiyle Batı Anadolu’nun en yüksek dağı olan Uludağ’dır. Bursalılardan sonra özellikle İstanbulluların vazgeçemediği yerlerden olan Uludağ’ın bir bölümü Millî Park sınırları içinde yer alıyor. Bursa Ovası’nın güneyinde, yaklaşık 40 km uzunluğunda ve 20 km genişliğinde bir sıradağ Uludağ.
Burası aralık ayından nisan ayına kadar kayak yapma imkânı sağlarken yılın her mevsiminde doğa yürüyüşüne ve sporlarına da açık bir bölge. Kayak malzemesi kiralayabileceğiniz mağazalar ve kayak eğitimi alabileceğiniz deneyimli hocalar bulunuyor. Kayak yapmak istemeyenler için civarda yürüyüş yapabilir. Çok sayıda otel olması nedeniyle konaklama sıkıntısı yok.
Ilgaz Dağı
Tarihî, mimarisi, Karadeniz’in muhteşem doğası ve pek çok zanaatın da bir araya geldiği şehirlerden biri olan Kastamonu’yu kış ayında keşfe çıkmak için bembeyaz bir bahane aslında kayak. Genellikle yaz ve bahar aylarında gidilen Kastamonu’nun Ilgaz Dağı Kayak Merkezi, şehrin kış aylarında beyaza bürünmüş güzelliğini kış sporlarıyla iç içe sunuyor. Kayak yapmak istemiyorsanız, çevreyi gezebilir, köylere yürüyüşlere çıkabilir, yaylaların taze havasını soluyabilir, buz gibi derelerin yamacında suyun sesini dinleyebilir, fotoğraf çekebilir, çarşılarda alışveriş yapabilir, yöresel lezzetleri deneyebilirsiniz Millî Park sınırları içinde yer alan kayak merkezi, Ankara'ya 200, İstanbul'a ise 450 kilometre uzaklıkta ve 2587 rakımda. 2000, 1500 ve 800 metrelik üç ayrı pistin bulunduğu kayak merkezinde, altı otel ile bir tatil köyü olmak üzere yedi konaklama tesisi bulunuyor. Normal eğimli pistler, küçük slalom yarışları için oldukça uygun. Telesiyej ve tele-skinin de hizmet verdiği merkez. Kış sporlarına pek çok alternatif var Kastamonu’da. Bu nedenle birkaç günle geçiştirmemenizi bir kenara not edin. Ulaşımının kolay olması, Ilgaz Dağı’nı cazip kılan bir başka nokta. Hem kendi aracınızla hem de şehirlerarası otobüslerle rahatça ulaşabilirsiniz.
Toros Dağları’ndan Isparta’ya armağan: Davraz
Son yıllarda kış sporları denince sıkça adı geçen yerlerden biri de Davraz Dağı. Davraz Kayak Merkezi’nde kar kalınlığı 2 metreye ulaşırken, kayak merkezinde nisan ortalarına kadar kayak ve snowboard yapılabiliyor. Davraz, Isparta'nın doğusunda, Isparta ve Eğirdir'e 25 km mesafede yer alan, Toros Dağları'na bağlı 2635 m yüksekliğinde kayak turizmine açık bir dağ.
Davraz Dağı Kış Sporları Turizm Merkezi, doğal dokunun yumuşaklığı ve mükemmel kar kalitesi ile yeni öğrenenlere ve amatör kayakçılara tehlikesiz rotalar, profesyonel kayakçılara ise 6 km' ye ulaşan benzersiz parkurlar sunuyor. Saatte 1000 kişi taşınabilen 1211 m ve saatte 1000 kişiyi taşıyabilen 936 m uzunluğunda iki telesiyejle Eğirdir Gölü manzarasını izleyerek tepeye ulaşabilirsiniz. Davraz’da sporcular, kuzey disiplini, Alp disiplini tur kayağı, snowboard, dağcılık, botanik gözlemcilik ya da trekking aktivitelerinden dilediklerini gerçekleştirebiliyorlar. Civarda konaklayacak dört yıldızlı bir otelin yanı sıra Davraz’ın girişinde yer alan Çobanisa Köyü’nde de bir pansiyon bulunuyor.
Gelin şimdi biraz daha doğuya yol alalım ve soğuğun iliklerimize kadar işlediği şehirlere doğru adım atalım. Her köşesi belki ayrı güzel ülkemizin ama itiraf etmek gerekir ki doğuya gittikçe Anadolu daha çok yaşanıyor doğasıyla, tarihiyle, gelenekleriyle, kültürüyle… İşte bu yüzden doğuya doğru yapılan her yolculukta, daha fazla mücadele ve heyecan dolu bir keşif tutkusu dolduruyor çoğumuzu… Erzurum, tam da bu hissi yaşatan şehirlerden biri. Kış aylarında soğuk havası, zorlu coğrafyası mücadele hissi verirken, doğası, tarihî eserleri, zanaatları, danslarıyla heyecan uyandırıyor insanda.
Palandöken
Türkiye’nin en yüksek ve soğuk illerinden biri olan Erzurum, yılın 150 günü karla örtülü. Normal kış koşullarında 2-3 metre kar yağışı alan kentte, Türkiye’nin kış turizmi için yapılan ilk ciddi ve kapsamlı projesi yürütülmüş.
Kayak alanı 2200-3176 m yükseklik kuşağı üzerinde yer alıyor. Karasal iklim nedeniyle, mevsim boyunca "toz kar" üzerinde kayak yapılıyor. 10 Aralık-10 Mayıs arasındaki dönem, kayak etkinlikleri için en uygun zaman. Civarda 4 ve 5 yıldızlı konaklama tesisleri, kayak evi, günübirlik tesisler ve lokantalar bulunuyor; kayak dersi ve malzeme kiralama hizmetleri veriliyor. Uludağ ve Erciyes’e göre bu hizmetler daha ucuz. Ulaşım da oldukça kolay; şehre sadece 5 km uzaklıkta olan Palandöken Dağları’na dümdüz bir yoldan çıkılıyor.
Palandöken Kayak Merkezi’ndeki pistler dünyanın en uzun ve en dik kayak pistleri arasında yer alıyor. En uzun pisti 12 km olan kayak pistlerinin toplam uzunluğu 28 km’yi buluyor. Başlangıç yeriyle varış noktası arasındaki yükseklik farkı 1000 metre olan Palandöken'de, slalom ve büyük slalom yarışmaları için Ejder Pisti ve Kapıkaya Pisti adında iki adet tescilli kayak pisti mevcut. Kayak merkezinde beş telesiyej (toplam 4500 kişi/saat kapasiteli), bir teleski (300 kişi/saat kapasiteli ), iki baby lift ( toplam 1800 kapasiteli ) ve bir gondol lift (1500 kişi/saat kapasiteli) hizmet veriyor.
Bolu
Önümüze serilen beyaz halıyı takip ediyoruz ve Türkiye’nin en güzel kış rotalarına doğru yol alıyoruz. Bolu, her mevsimin, özellikle sonbahar ve kışın yakıştığı şehirlerden biri. Karadeniz ikliminin etkisiyle sahip olduğu ormanlar, İstanbul’a ve Ankara’ya yakın oluşu, onu gözde kış rotalarından biri hâline getiriyor. Tertemiz dağ havası ve gölüyle Abant, Bolu duraklarının en bilineni. Özel aracınızla rahatlıkla ulaşabileceğiniz gibi günübirlik veya hafta sonu turları düzenleyen şirketlerle de gidebilirsiniz. Hafta sonu ne yapsak diye düşünenlere, bir yerlere kaçsak ama çok da yol yapmasak diyenlere, yürüyüş sevenlere, karlar altında çam ağaçlarının eşlik ettiği göl manzarasına hayranlık duyanlara önerilir.
Sazlıgöl, İncegöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, Deringöl, Büyükgöl ve Seringöl’ün oluşturduğu Yedigöller ise ulaşımı biraz zor olan ama varınca değdi dedirten yerlerden. Kışın yol açma çalışmaları sayesinde kar temizlense de virajlı ve dik yolda dikkatli olmakta fayda var. Uygun araç ve malzeme olmadan yola çıkmamanızı öneriyoruz. 2900 hektarlık Yedigöller Millî Parkı içinde kayın, meşe, gürgen, kızılağaç, karaağaç, karaçam, dişbudak, sarıçam, köknar, ıhlamur gibi ağaçlar mis gibi kokularını etrafa salıyorlar. Yedigöller, her tip ziyaretçiyi ağırlıyor; piknikçiler, yürüyüşçüler, fotoğraf tutkunları, kuş gözlemcileri, botanikçiler… Yedigöller Millî Parkı’nda konaklamak isteyenler için Bolu İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’nün villaları tek seçenek. Burada yer bulamazsanız Abant veya Bolu merkezdeki otellerde kalabilirsiniz.
Güneyden kış rotaları
Daha çok yaz rotalarında adını andığımız güney kentlerimiz, Toroslar sayesinde kış aylarına uygun rotalar da sunuyor bize. Batı Toroslar’ın (Beydağları) zirve noktası olan Kızlarsivrisi, Antalya sınırlarında yer alıyor. 3071 metre yükseklikteki zirve, hem yaz hem kış aylarında yapılabilen trekking için çok uygun rotalar barındırıyor. Elmalı yakınlarında dağın eteklerinden başlayacağınız yürüyüşünüze, bölge halkının yazları piknik yaptığı Çamkuyuları yaylasıyla devam edebilirsiniz. Koruma altındaki sedir ağaçlarına selam çakarak yapacağınız yürüyüşünüz sırasında dağ havasını iliklerinize kadar hissedeceksiniz. Dere yatağını geçtikten sonra güneye doğru yürüyüşünüze devam edebilir, bu yolu takip ederek zirveye ulaşabilirsiniz. Altı saatte çıkıp dört saatte inebileceğiniz Kızlarsivrisi yürüyüşü sırasında soğuk hava nefeslerinizi kesmezse manzara kesecek.
Perilere en çok beyaz yakışır
Her mevsim başka güzel, denir ya bazı kentler, mekânlar için; sanki Kapadokya düşünülerek söylenmiş bu söz. Genellikle yaz aylarında gezme alışkınlığımızdan mıdır bilinmez, Kapadokya da yazın gezilen yerlerden biridir. Oysa perilere en yakışan renk beyazdır. Kapadokya’yı gerçekten tanıyanlar bilirler ki, beyazlara büründüğünde nefistir güzel atlar ülkesi… Görkemli ve sonsuz görünen kanyonlarında, peribacalarında, kentin içinde gezerken kış ayının sakinliği çöker üzerinize; yeniden âşık olursunuz Kapadokya’ya. Göreme, Ürgüp, Zelve ve Ihlara Vadisi’ni barındıran Güzelyurt, Kapadokya’da gezebileceğiniz belli başlı noktalar. Kayalara yontulmuş evler, kiliseler, süslemeler, çömlek atölyeleri, vadiler, yer altı şehirleri; sizi etkileyecek ve büyüleyecek mekânlar. Türkiye’nin en turistik bölgeleri arasında yer alan Kapadokya’ya ulaşımın ve konaklamanın oldukça rahat ve bol seçenekli olduğunu söylemeye gerek yok. Kayalara yontulmuş lüks otellerde kalarak farklı bir deneyim de yaşayabilirsiniz, yöreye özgü taşlar kullanılarak doğal dokuyla uyumlu inşa edilen küçük, sıcak pansiyonlar da tercih edebilirsiniz.
Beyazlar altında Ayder
Şimdi gelin, Karadeniz’in doğusuna doğru uzanalım ve görkemli Kaçkar Dağları’nda soluklanalım. Rize'nin Çamlıhemşin ile Artvin'in Yusufeli ilçesi sınırları içinde yer alan Kaçkar Dağları Millî Parkı’nın eteğindeki Ayder yaylası, turizme kapılarını açmış, küçük otel ve pansiyonlarla dolu. Kışın da önceden haber verirseniz birkaç açık otel veya pansiyon bulabilirsiniz. Dağların çevrelediği, ladin ağaçlarının beyazlar altında endamlı bir gelin gibi uzandığı Ayder Yaylası’nda güne uyanmak, tarifsiz bir his. Eğer sıkıca giyinirseniz, soğuğu hissetmeden, yaylanın karla kaplı yollarında yürüyerek, bu bembeyaz manzaranın, temiz havanın ve tabiatın tadını çıkarabilirsiniz. Ayder’de bir de kaplıca bulunuyor; üşürseniz burada iliklerinize kadar ısınabilirsiniz. Ayder, son yıllarda yabancılara yönelik heliksi adında bir aktiviteye de ev sahipliği yapıyor. Turkey Heliski isimli bir şirket, yurt dışından kayakçıları getirerek, Kaçkar Dağları’nda, dünyada eşi bulunmaz bir hizmet sunuyor onlara. Tırlarla buraya gelen ekip, helikopterlerini burada monte ediyor, Ayder’deki otellerde konaklıyor ve yaklaşık bir hafta, kayakla iç içe bir keyif yaşıyorlar. Helikopterlerle 2000 metrenin üzerindeki zirvelere çıkarılan kayakçılar, burada bırakılıyor ve aşağı kayarak iniyorlar. Buradaki karın yumuşak ve el değmemiş olmasının yanında, bölgenin Avrupa’ya yakınlığı, Kaçkar Dağları’nı cazip kılan unsurlar.
Mücadele sevenler Çıldır’a
Zorlu doğa koşullarıyla iç içe olmakan ve sıradan rotaların dışında farklı deneyimler yaşamak isteyenler için bir başka önerimiz Çıldır Gölü. Ardahan ile Kars arasında yer alan, “kükreyen göl” adıyla da anılan Çıldır Gölü, kış rotalarının sonuncusu ve en zoru. 125 kilometrekarelik alanıyla, Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük tatlı su gölü olan Çıldır, deniz seviyesinden 1965 metre yükseklikte. Yüksek rakımlarda yer alması ve doğunun sert iklimine sahip olması nedeniyle kıyafetlerinizi mevsime uygun seçmeniz ve karşılaşacaklarınıza hazırlıklı olmanız gerekiyor. Çünkü Çıldır’da öğle vakti soğuktan arabanızın mazotu donabilir, çok üşüyebilir, yıkanmak için sıcak su bulamayabilirsiniz. Ancak Çıldır’da bulacağınız o kadar çok şey var ki… Ocak ayından nisan ayına kadar donan göl üzerinde atların çektiği kızaklarda heyecanlı bir göl turu yapabilirsiniz; buzları kırarak gölden tutulan balıkları hemen göl kenarındaki Atalay’ın Yeri’nde pişirtebilir, taze göl balığının tadına varabilirsiniz; -45 dereceye varan soğuğu göze alırsanız gece göl üzerinde yürüyerek buz tabakasının altındaki seslere kulak verip buraya neden kükreyen göl dendiğini birinci elden öğrenebilirsiniz; göle doğru seyre dalabilir, uçsuz bucaksız manzarada içsel yolculuğunuza çıkabilirsiniz; hayaller kurabilir, Çıldır’ı çok sevebilirsiniz. Eğer gezinizi şubat ayına denk getirebilirseniz 15 yıldır düzenlenen şenliklere katılabilir, kızak yarışları, kar güreşleri, balık tutma yarışlarını izleyebilirsiniz. Göle en yakın ve belki de kasabadaki en sıcak konaklama tesisi Gençlik ve Spor Bakanlığı’na ait tesisi. Ucuzdan da ucuz bir fiyata burada konaklayabilir, enfes mercimek çorbalarını tadarken gölü seyre dalıp bu beyaz düşün içine kendinizi bırakabilirsiniz.
Kar tanelerinin peşine takılıp onların çağrısına kulak vermek isteyenlere, yola düşme ateşiyle adım atmaktan korkmayanlara, keşfetmenin yaşı, zamanı, mevsimi olmaz diyenlere kendimizce en güzel rotaları çıkarmaya çalıştık. İçinizde yola çıkma dürtüsü uyandırabilmesini ve yeni deneyimler keşfetmenizi dileriz. Yeni bir yılla beraber açtığınız beyaz sayfaları gezgin ruhlarınızın anıları süslesin…